İnsanlar doğal olarak sözlü bir dil kullanarak anlaşır. Yazı ve yazı dili ise bilindiği gibi, insan hayatına çok sonra girmiştir. Hatta günümüzde insanlar sosyal ilişkilerinin büyük kısmını yine yazı dili olmadan, sözlü doğal dil ile yaparlar. Yazı dilinin örnekleri çok fazladır. En yaygın olanları ise; resim, hiyerografik, runik, fonetik vb. yazı türleridir. Yazının sözden daha güçlü, etkili, kutsal ve gerçekçi olduğu hep iddia edildi. Ancak unutulmamalıdır ki yirminci yüzyılın son çeyreğine kadar, yazı her zaman bir azınlık grubunun özel dili olmuştur. Din adamları, politikacılar ve bilim insanlarının sosyal mevkilerinin bir göstergesi olmuştur. Yazısız toplumlar, konuşarak birbirlerine seslerini, jestlerini ve mimiklerini göstererek anlaşıyorlar. Yazının icadı, birçok iletişim biçimini resmileştirdi, doğal dil alanı dışına çıkardı. Daha sonra kitaplar, gazeteler ve matbaa gibi yazı teknolojileri doğal iletişimi hızlı bir tarzda basmakalıp şekillerle tekrarlanıp sunulan kitaplara ve afişlere bağladı. Günümüzde ise, dijital iletişim malzemeleri, yazı kültürünü sarsıyor, kitaba bağımlılığı azaltıyor. Her şeyi sözlü kültüre irca ediyor. Bu makale sürecin nasıl işlediğini anlatıyor.