Adıyaman Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Binasının Yapımı

By | 21 Ocak 2016

Eğitim Fakiltesi Binası

Mustafa Koç Allah’ın rahmetine kavuştu. Adıyaman Eğitim Fakültesi binasının yapımını O finanse etti. Mustafa Koç’u bu binanın projelendirilmesi, yapımı sürecinde tanıdım.  Müteveffa Mustafa Koç, bizden temele yakın bir yerde bir kurban eda etmemizi istemişti. Ancak bunun kalabalık ortamda olmamasını görülmemesini özellikle arzu etmişti. Kurbanın parasını da bizzat cebinden ödeyeceğini söylemişti. Bu temeli atmanın kendisi için bir şükür olduğunu belirtmişti. Vefatı anısına 10 yıl önce, Eylül 2006’da yayınladığım bu yazıyı tekrar yayınlıyorum.

20 Eylül 2006 günü Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Binası Törenle hizmete girecektir. Adıyaman üniversitesi özlemi çeken Adıyaman halkı, esnafı ve bütün toplum kesimleri için hayırlı olsun. Törene sayın Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr Hüseyin  Çelik ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı sayın Mustafa V. Koç katılacaklardır. Bu tören sadece Vehbi Koç binasının hizmete açılma töreni değildir; aynı zamanda Adıyaman Üniversitesi 2006-2007 eğitim-öğretim yılı açılış töreni de olacaktır. Sayın Mustafa Koç’un Adıyaman Üniversitesi’nin açılış dersini vermesi törene ayrı bir anlam kazandırmış olacaktır. Mutlu bir sonu öncelikle Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi çalışanları ve öğrencileri ve daha da önemlisi Üniversite özlemi çeken Adıyaman esnafı yaşamış olacaktır. Bu mutlu sona nasıl ulaşıldığını bu makalede anlatmaya çalışacağım.

Arçelik ve Düzey A.Ş bayisi İlhan Subaşı Gaziantep’te Koç Grubunun Anadolu Buluşmaları toplantılarına katılarak Mustafa V. Koç’u şu çarpıcı ifadelerle Adıyaman’a davet eder: “Adıyaman, Rahmetli Vehbi Koç’un Türkiye’de göremediği fakat görmeyi çok arzu ettiği bir ildir. Zat-ı Alinizi ve Koç Holding Yönetim Kurulu üyelerini Adıyaman’ı görmeye davet ediyorum.” Sayın Mustafa Koç bu davet üzerine İlhan Subaşı ile Adıyaman hakkında ayrıntılı bilgiler alır ve Adıyaman’a gelmeyi programına alır.

Bir Haziran 2004 yılında Mustafa V. Koç Adıyaman’a gelir. Adıyaman’daki gezi programının en başında tahmin edileceği gibi, Adıyaman’daki Koç Grubu ürünlerinin bayileri ile toplantı ve Nemrut dağını ziyaret vardır. Ancak İlhan Subaşı Belediye Başkanlığını ve Ticaret Odası Başkanlığının ziyaret edilmesini de programa alır. İlhan Subaşı ve Belediye Başkanı Necip Büyükarslan, Mustafa Koç’tan Adıyaman’da maliyeti yaklaşık 600 milyar(Yeni TL ile 600 bin) tutarında olan bir kütüphane veya kültür sarayı binası yapması talebinde bulunurlar. Sayın Koç bu istek üzerine “Konuyu arkadaşlarımızla görüşelim, ondan sonra duruma bakarız” der.  

Belediye başkanı Necip Büyükarslan ve İlhan Subaşı 14 haziran 2004 tarihinde Eğitim Fakültesine gelerek konuyu bana açtılar. Belirtilen meblağ civarında bir Adıyaman belediyesi için bir proje hazırlamam konusunda yardımcı olmamı istediler. Daha önce resmi kuruluşu bizzat benim çabalarımla başlayan, ancak Sümerbank binasının özelleşmesinden dolayı faaliyete geçemeyen ve binası olmayan  Mesleki ve Teknik Eğitim fakültesi için talepte bulunulmasının daha gerçekçi olacağını kendilerine ilettim. Her ikisi de bu talebimi haklı buldu. Bunun üzerine Koç Holding’in adresini İlhan Subaşı’ndan aldım. Koç Holding’den insan kaynakları uzmanı Sayın Şeniz Akan’la irtibat kuracağımı bana İlhan Subaşı söyledi.

Konuyu Gaziantep Üniversitesi rektörü sayın Prof. Dr. Hüseyin Filiz’e açtım. O da projelerin hazırlanmasında bana destek vereceğini belirtti. Bir hafta içerisinde Gaziantep Üniversitesi’nden bir ana bina çevresinde üç laboratuar ve bir tane de bilgi işlem merkezi binasından oluşan beş ayrı ünitenin oluşturduğu bir proje hazırladım. Hazırladığım projeyi anlatan ve isteğimizin gerekçelerini izah eden bir tanede mektubu sayın Mustafa Koç’a hitaben yazarak  sayın Şeniz Akan’ın adresine gönderdim. Bu mektubun içeriğinde şu cümleler yer almaktaydı:

Sayın Mustafa Vehbi Koç                                                                                                                                                                        Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Adıyaman’ı ziyaretinizin bir anısı olarak size sunacağım projeyi ilgiyle karşılayacağınıza gönülden inanıyorum. Şehrimizi gördünüz, insanlarını tanıdınız. Burada ilk çağların dağ zirvelerindeki uygarlık kalıntılarına şahit oldunuz. Oradan Atatürk barajı göletinin mavi sularını seyrettiniz. Hatırlayacağınız gibi Sayın bayiniz İlhan Subaşı’nın sizden bir talebi olmuştu. O talebe istinaden bu mektubu ekli proje ile birlikte ilginize sunuyorum

Adıyaman Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesi, Gaziantep Üniversitesine bağlı olarak Bakanlar Kurulunun 01/07/2003 tarih ve 2003/5866 sayılı kararlarıyla kurulmuştur. Ancak fakültenin hizmet göreceği bir binası mevcut olmadığı için, bu güne kadar faaliyete geçmesi mümkün olmamıştır. Bundan dolayı Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesinin bir dekanı ve öğretim üyesi de henüz yoktur.

Bu durum, üniversite özlemi içinde olan Adıyaman halkını ve esnafını her gün daha da çok üzmektedir. Ayrıca hatırlatmak isterim ki halen Adıyaman’da bulunan, bünyesinde 1200 öğrencinin öğretmenlik eğitimi gördüğü ve yirmi altı tane öğretim üyesi bulunan  Adıyaman Eğitim Fakültesinin kuruluşu da daha önce binasızlıktan dolayı tam on yıl gecikmişti. Halkımız bu tür acı tecrübelere sahip olduğu için mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesinin de aynı akibete uğrayacağından endişe etmektedir.

Zat-ı alinizin ve Koç ailesinin, ulusal ve yerel kalkınmaya öncülük eden gönüllü eğitim yatırımlarını başarıyla gerçekleştirdiğini ben ve Adıyaman halkı bilmektedir. Genç Cumhuriyetimizin ve güzel ülkemizin bir çok yerleşim merkezinde KOÇ ailesinin yaptırdığı okulların, yurtların ve gönüllü hizmet merkezlerinin isimlerini ve hizmetlerini gıpta ile izlemekteyiz.

En büyük arzumuz, son yıllarda çocuklarını çağdaş değerlere göre yetiştirmek ve üretken birer birey haline getirmek için çaba sarf eden ve bu amaçla illerinde bir Üniversite’nin kurulmasını arzu eden Adıyamanlıların bu isteğine yapacağınız bu fakülte binasıyla karşılık vermenizdir.”   

Bundan sonra telefon görüşmeleri süreci başladı. Tam olarak bilmiyorum ama haftada en az bir defa Şeniz hanım’ı aradığımı ve projelerimin değerlendirmeye alınıp alınmadığını sormaktan usanmadığımı iyi hatırlıyorum. Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları konuyu telefon görüşmeleriyle izlemekle geçti. Sonra yetmedi,sayın Mustafa Koç’u makamında ziyaret etme talebinde bulundum. Ve beklenen görüşme talebini aldım. 27 Ekim 2004. Gelişmeyi yeni atanmış olan Gaziantep Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr. Erhan Ekinci’ye ve Adıyaman Belediye Başkanı Sayın Necip Büyükarslan’a açtım. Onlara birlikte, Holding’e gitme önerisini götürdüm. Her ikisi de çok iyi karşıladı. Sonra YÖK’teki bir toplantısından dolayı, rektörümüz gelemeyince görüşmeye Belediye Başkanı ile birlikte gittik.

Proje önerimizle ilgili konuları, Koç Holding Kurumsal İletişim Grubu Başkanı sayın Hasan Bengü, Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Sayın Erdal Yıldırım ve koç Holding Resmi İşler Koordinatörü danışmanı, Sayın Refik Germirli ile görüştük. Görüşmelerdeki ilk izlenimim gönderdiğim mektubun çok ayrıntılı olarak incelenmiş olması, projelerin ciddi manada değerlendirmeye alınması ve talebimizin sıcak karşılanması oldu.  Görüşme sıcak bir havada gerçekleşti.

Fakat Adıyaman’da kurulacak olan bir binanın verimli olarak kullanılıp kullanılmayacağı konusunda her üçünün de ortak tereddütleri vardı. Resmi bürokratik uygulamaların ve çekişmelerin, yaptıkları binaların verimli kullanılmasını engellediğini anlatmaya çalışıyorlardı.  Bu tereddütleri izale etmek için Adıyaman Eğitim Fakültesi’nde nasıl bir eğitim verdiğimizi anlattım. Yetiştirdiğimiz öğretmenlerin kalitesini ve bulundukları bölgelerdeki görev heyecanlarını örnek olarak anlattım. Yapılacak olan bu binanın verimli kullanılması konusunda kendilerine her türlü teminatı verdim.

İnşa edilecek bu binanın,  eğitim-öğretim için hiç de elverişli olmamasına rağmen çok verimli olarak kullandığımızdan emin olduğum Eğitim Fakültesi binası gibi verimli olarak kullanılacağına dair söz verdim. Öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve idari personelimizle gerçekleştirdiğimiz etkinlikleri, köy gezilerini, tiyatro sunumlarını, öğrenci kulübü etkinliklerini samimi bir dille muhataplarıma anlattım.  Son olarak şunu kendilerine ifade ettim: Eğer Teknik Eğitim Fakültesi’nin kuruluşu binanın tamamlanmasına kadar gerçekleşmezse, Eğitim Fakültesini yeni binaya taşıyacağımı ve yapacakları binayı mutlaka ne pahasına olursa olsun verimli olarak kullanacağımı söyledim. Ne yazık ki bu son şık bu gün gerçekleşti ve Teknik Eğitim Fakültesi henüz kuruluşunu tamamlayamadı.

Koç Holding’in bu değerli üç yetkisi son olarak konuyu Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kuruluna götüreceklerini ve yönetim kurulunun karar vereceğini belirttiler. Bu görüşmemiz bir saat sürdü ve ayrıldık. Daha sonra konuyu telefonlarla takip etmeyi sürdürdüm. Bu kez muhatabım Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü  sayın Erdal Yıldırım’dı. Görüşmeleri onunla sürdürdüm. Erdal bey 2004 Aralık ayının ikinci haftasında,  müjdeyi bana verdi. İlk iş olarak Eğitim Fakültesi’ndeki öğretim elemanı meslektaşlarıma bu müjdeyi paylaştım.

2005 Şubat’ında Sayın Erdal Yıldırım ve Koç Vakfı İnşaat koordinatörü Sayın Fahrettin Ayanlar Adıyaman’a ziyaretime geldiler. Binanın yapılacağı alanı kendilerine gösterdim. Bu arada İnönü Üniversitesi’nden binanın yapılacağı alan için arsa tahsisi talebinde bulunduk. Onlarda bu talebimizi uygun görerek şu an binanın üzerinde yapıldığı alanın kullanım hakkını Gaziantep Üniversitesi’ne tahsis ettiler. Ve 14 Haziran 2005 yılında binanın temeli sayın Mustafa Koç’un katılımıyla görkemli bir törenle atıldı. Adıyaman sivil toplum kuruluşları törene anlamlı bir hava kazandırdılar. Tören yoğun bir ilgiyle gerçekleşti.

Bir yıllık kısa sürenin sonuna çok hızlı bir şekilde proje tamamlandı. Ancak Teknik Eğitim Fakültesi bir türlü kurulamadı. Bu durumda inşası bitmiş bir binanın kullanımı sorunu ortaya çıktı. Konuyu Vakıf yetkilileriyle görüştüm. Onlar banim ilk görüşmede verdiğim sözü hatırlattılar. Böylece bina son altı ayda Eğitim Fakültesi olarak düzenlenerek tamamlandı.

Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Binasının Adıyaman için arz ettiği önemi de şu şekilde ifade etme gereğini burada anlatma ihtiyacı duymaktayım.

Bilindiği gibi, Koç grubu Türk ekonomisinin en önemli temsilcisidir. Global ekonomik girişimlerle rekabet etme gücü çok yüksek olan bir kuruluştur. Bu başarılarını kanıtlamışlar. Dünyanın bir çok ülkesine, kendi kuruluşlarında Türk işçisi ve uzmanıyla ürettikleri ürünleri ihraç ediyorlar. Koç grubu, Türk ekonomisini dünyaya açan bir markadır. Çağımızın hareketli, çok uluslu global ekonomisinin önemli kanatlarından birisini oluşturuyor.

Koç ürünlerindeki logo, dünyada Türk ekonomisinin gücünü temsil eder duruma gelmiştir. Koç grubunun Türk ekonomisi, girişimcisi ve Türk kültürü açısından önemli bir değeri daha vardır. O da Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olmasıdır. Cumhuriyet kültürünü, sevgisini, ciddiyetini, dayanışmasını ve gücünü organizasyon yapısında, müşterileriyle ilişkilerinde, toplumsal ve siyasi söylemde temsil etmektedir. Bu temsili çok başarılı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Koç grubu, global ekonomik güçler karşısında cumhuriyetin yaşayan ekonomik gücünü başarılı bir şekilde korumaktadır. Onların yaptıkları her yatırımın bana göre böyle bir anlamı vardır.

Koç grubu Türk eğitimine her zaman katkıda bulunmuştur. Türkiye’nin bir çok ilinde yaptıkları okullar, öğrenci yurtları, toplum merkezleri ve kültür merkezleri vardır. Ben bu eserleri, hep hayranlıkla, gıpta ile gözlemlemişimdir. Koç grubunun Adıyaman’da fakülte binası yapması Adıyaman’ın tanıtımına katkı sağlamıştır. Ulusal basından bir çok gazetecinin Adıyaman’a gelmesine neden olmuştur. Bizzat Sayın Mustafa Koç’un gelip temel atması kendi başına önemli bir olaydır. Hepsinden önemlisi, Adıyaman üniversitesinin kurulma sürecinde, Vehbi Koç Vakfı’nın yaptığı bina önemli bir adım oldu. Bu yatırım, Adıyaman’ın üniversite kurulacak olan iller arasına girmesine doğrudan katkı sağladı.

Bu yatırım dünya ve Türkiye çapında etkili olan Koç grubunun Adıyaman’a gösterdiği ilginin somut bir kanıtı olmaktadır. Adıyaman’ın Koç grubuyla adını duyurması, Adıyaman’ın ekonomik, kültürel geleceğini etkileyecektir. Önümüzdeki yıllarda başka kuruluşların da Adıyaman’a eğitim yatırımı desteğinde bulunmalarına neden olacaktır. Adıyaman’da bulunan yerli yatırımcılarımızın da gönüllü eğitim yatırımlarında bulunmasına katkı sağlayacaktır. Ben şimdiden bazı iş adamlarımızın Adıyaman Üniversitesi için bina yapma hazırlıkları yaptıklarını biliyorum. Eğitim yatırımlarının bu şekilde gönüllü kuruluşlarca gerçekleştirilmesi çok önemli bir olaydır. Türkiye’nin en büyük holdinginin Adıyaman’a bir fakülte binası yapması şehirde eğitim alanında önemli yatırımların zamanla gerçekleşmesine neden olacaktır.

Bu yatırımın diğer önemli bir özelliği de, bu okulda okuyacak olan gençlerimiz ve okulda bilimsel araştırma yapacak olan bilim adamlarımız üzerinde bırakacağı izlenimdir. Onlar Türk sermayesinin ve müteşebbisinin, özellikle Koç grubunun, eğitime, kültüre ve bilime verdiği önemi ve yaptığı katkıyı her zaman hissedeceklerdir, yaşayacaklardır. Bu his onlarda bir kadirşinaslık duygusu uyandıracaktır. Dolayısıyla bu okulda okuyan ve çalışan herkes, Türk sermayesinin ve müteşebbisinin güçlenmesinin kendisine ve ülke gelişmesine yapacağı katkıyı düşünerek, idrak ederek daha çok çalışacaktır.

Belki burada çalışacak olan bilim adamları, yapacakları buluşlarla, geliştirecekleri projelerle Koç grubuna ve Türk girişimcilerine teknolojik yenilik alanında önemli katkılar sağlayacaktır. Adıyaman Üniversitesi çalışanlarının ve öğrencilerinin başarıları, Türk sanayisinin belkemiği olan Koç grubunca her zaman merak edilecektir. Onlar, bu yatırımı bölge üzerinde insan kaynakları alanında çarpan etkisi yapmasını umuyorlar. Bu mutluluk Global sermaye ile rekabet eden Türk girişimcilerinin Adıyaman için benzeri yatırımları gönüllü olarak daha da fazlasıyla gerçekleştirmelerine kapı açacaktır.

Koç grubuyla  Temmuz 2004 tarihinden bu yana muhatap oldum. Onları yukarıda belirttiğim gibi, Türkiye’nin ekonomik, kültürel gelişimine yaptıkları katkılarla tanıyordum. Allah nasib etti, bizzat onları bu yatırımları vesilesiyle kısmen de olsa yakından tanıma fırsatı buldum. Adıyaman Teknik Eğitim Fakültesi binasını yapma talebi ile ilgili projeleri hazırlama ve görüşmeleri yapma sürecinde Koç grubu ailesi çalışanlarını tanıdım. İlk edindiğim izlenim, projelerimizi ve isteklerimizi ciddiye almaları oldu. Projelerimizi ve isteklerimizi çok ayrıntılı incelediler. Bu onların insana, eğitim yatırımlarına ve gerçekçi projelere ilgi gösterdiklerinin açık bir kanıtıydı.

Vehbi Koç vakfı müdürü sayın Erdal Yıldırım’la Koç grubundan sayın Refik Germirli ile bir çok telefon görüşmesi yaptım. Benimle hertürlü ayrıntıyı, her zaman rahatlıkla görüştüler. Hep umut verdiler. Çok yoğun olmalarına rağmen, bana zaman ayırdılar. Holdingin insan kaynakları uzmanları Şeniz ve Fatmanur hanım sürece her zaman katkı sağladılar. Yüz yüze görüşmelerde bulunurken sayın Hasan Bengü’yü de tanıma fırsatı buldum.

Şunu söyleyebilirim ki, bu değerli uzmanlarda gözlemlediğim işlerine bağlılık düzeyi ve bizim isteklerimize gösterdikleri ilgi, bende onlara karşı bir hayranlık uyandırdı. Kendilerini işlerine adamış olan bu insanların, iş disiplinleri, ince ayrıntılara gösterdikleri ilgi fevkelade idi. .  Mesela binanın ayrıntılı projelerini hazırlayan grubun başında bulunan sayın Fahrettin Ayanlar ve onunla birlikte çalışan teknik personelin,  binanın kullanıma elverişli olması için gösterdikleri çabaya, binanın dayanıklılığını hesaplama konusundaki hassasiyetlerine, estetik kaygılarına, binayı eğitim amaçlı olarak kullanacak olan bizlerin fikirlerini alma noktasındaki kibarlıklarına hayran kaldım.

Koç grubunun büyümesi ve Türk ekonomisinin en önemli dayanaklarından birisi olmasının nedenini, bu insanları tanıdıktan sonra daha iyi anladım. Saygı, iş disiplini, ciddiyet, ayrıntılar, zaman kullanımı ve beşeri münasebetler çok tatmin ediciydi. Onları bu özellikleriyle tanıdım. Koç grubu çalışanları, Sayın Mustafa Koç’u ve Koç ailesinin emektar yetkililerini  anarlarken patronları olarak değil, kendi ailelerinin bir büyüğü olarak anıyorlardı.

Geçenlerde sayın Mustafa Koç’un, İtalya’da vefat eden Koç Grubu ticari ortaklarının/bayilerinin, cenaze törenlerinde göz yaşı dökmesinin sebebini çok iyi anlıyorum. Çünkü, gerçekten çalışanlarıyla bütünleşmiş, kaynaşmış, karşılıklı sadakate dayalı bir çalışma kültürünü, Koç grubu çalışanlarında gözlemledim. Onları bütünleştiren, kısa vadeli ticari ve ekonomik çıkarlar değildir; onları bir arada tutan uzun vadeli ekonomik gelişmelerdir, sadakattir, vefadır, birlikte çalışma ve üretme bilincidir. Ortaklık sürecidir, yaşantısıdır.

Müteveffa bayiler o gözyaşlarını fazlasıyla hak ediyorlardı. Bundan dolayı olsa gerek ki, sayın Mustafa Koç, samimi ve gönülden duygularına hakim olamadı. Ve ekranların karşısında gözyaşı döktü. Ben onun bu davranışının bütün iş adamlarına örnek olacak bir olgu olduğuna inanıyorum. Her müteşebbis çalışanlarıyla, ortaklarıyla bu şekilde bütünleşirse Türk ekonomisi beklenen gelişmeyi rahatlıkla gerçekleştirir. Bu her düzeyde idarecilik yapan, eleman çalıştıran girişimcilerimize ve yöneticilerimize örnek olarak sunulması gereken bir davranıştır.

Son olarak şunu belirteyim ki umarım Eğitim Fakültesi Vehbi Koç binası, ideal öğretmenlerimizi yetiştirmeye devam eder, Eğitim fakültesi öğrencileri ve çalışanları Koç grubunun bu mümtaz eserinin değerini düşünerek çalışırlar ve memlekete hizmet etmeyi vatanın en ücra köşelerindeki çocukları ve gençleri eğitmekle sürdürmeye devam ederler. 20.Eylül 2006

Prof. Dr. Hacı Duran   Adıyaman Eğitim Fakültesi Dekanı

Paylaş: