Kutlu Bayramın Bereketi

By | 25 Haziran 2017

Bu yılın Ramazanı kemale erdi. Allah’a şükür bayrama girdik.  Ramazan’ın bizden onbir ay süresince ayrılması, ister istemez bir burukluk yaşatıyor.  Bayramla birlikte yeniden bu zamanı yaşamanın hasretine katlanma süreci başlıyor. Bu süreç bayram ve bayram sonrası zamanların bir şükrü olarak yaşanacak.

Ramazan’dan ayrılmak anne rahminden ayrılmak gibidir, bir bakıma.  Anne rahmine asla geri dönemeyiz. Fakat Ramazan’a Allah’ın inayeti ve rahmeti ile sağlığımız el verdiği müddetçe dönebileceğiz. Bundan dolayı anne olmaya baba olmaya hazırlanırız. Yani dönmeyi arzu ettiğimiz bir yere dönme imkanı olmayınca, kendimizi o mekana dönüştürüyoruz. Böylece annelik ve babalık kendini bilen birisi için bir rahmet kapısına dönüşmek oluyor.

Ramazan bayramına aynı zamanda Şükür bayramı da denir. Şükür yerine belki de bir telafuz değişikliğinden dolayı Şeker bayramı da denmektedir. Bu arada şükrün şekere dönüşmüş olması da güzeldir. Zaten şükretmek insanın en tatlı davranışlarından ve tutumlarından birisidir. Bundan dolayı Ramazan bayramına, ha şükür ha şeker bayramı denmiş. Bana göre fark etmez. Şükür etmek zaten hayatın tadına varmaktır, hayatı İlahi lütfün şekeri olarak algılamaktır.

Fakat yaşadıkça sürekli bir şekilde Ramazan’a yeniden döneceğiz. Dönme süreci şükürle başlıyor ve şükürle devam edecektir. Şükür Allah’ın rahmetini idrak etme davaranışı olarak hayatı kapsayacak ve bu mümini, inanmış adamı Allah’ın rahmetinde tutacaktır. Yani şükür bayramını idrak etmek Allah’ın rahmetine güvenmektir. Bir rahmet kapısının aracı olma yönünde ömür sürmektir, inşa etmektir. Ramazan’ın bitmesi ve bayramın başlaması; tabiatın ilahi döngüsüne bağlı olarak yaşadığımız müddetçe tekrarlanacaktır. Böylece hayatımız Şükrü umrana veya uygarlığa dönüştürecektir.

Ramzan’dan ayrılma, Şükür bayramını idrak etme ve Ramazana yeniden dönüş; hayatı rahmeti Rahman’ın rahminde geçirdiğimizin tanıdığıdır.  Bu tanıklık inşaallah, orucu oruç, namazı namaz, duayı dua, helalı helal, sevabı sevab, günahı günah olarak bilmeye ve yaşamaya neden olur.

Bu bilinç hayatımızı mamur edecektir. Hayatın her fiilini ve anını alemlerin rahmine, yani rahmeti Rahman’a salıvercektir. Malum olduğu üzere, çok şükür ki Ramazan Şükür/Şeker bayramıyla taçlanıyor. Şükür bayramının şükürleri nasıl gerçekleşiyor? Bayram boyunca bunları bizzat yaşamış olacağız.

Şimdi bayram zamanı. Ramazanın bir yıldaki, zaman üstü-zaman aralığı, mekanı ve sosyal döngüsü, son sahur ve iftarla birlikte bu yıl kemale erdi. Hepimizi oruçla, Kur’an okumayla tatmin etti.

Bayram’ın Arapça adı, ayd’dır. Ayd tekrarlanan demektir. Dönen ve iadesi olan zaman, dönem ve tören demektir. Bayram’ın yeniden iadesi, tekrarı iki şekilde kendini bize hissettirecek, kendini yaşatacak ve canlandıracaktır.

Birincisi her ramazanla birlikte bayramın her yıl yeniden tekrarlanması şeklinde olur. Her yıl bayram bize, biz bayrama doğru hasretle koşarız. Ama bayram, zamanı aşar, her yıl on gün önce, kendini bize yaklaştırır. Böylece bayram mantığımızla kurgulanan zamanı aşar. Kendine özgü bir takvimle bizi yüzleştirir. Her anı ilahi hikmetle bize sunar. Bu aşım ile birlikte bayram zamana yayılmış olur. Bayram’ın insan mantığına göre sabitlenmiş bir zamana sığmamış olması, bayramı zamana yaymak demektir. Bu döngüler sürecinde haftanın, ayın ve yılın herbir günü bayram günü olabiliyor.

Her yıl yeni bir günle ve bir önceki yıla göre yaklaşık olarak on gün önce başlayan bayram, insanların yapay ve sabitlendirilmiş bayram zamanlarını tamamen aşar. İnsan her şeyi kendi mantığına göre sabitlemek ister. Bundan dolayı, insanlar gerçek döngüyle uyuşmayan bir takvime göre hesap yapar. Ama ibadetin ve Bayram’ın zamanı bir coşkunun tecellisi gibidir. Mantığı aşar. İlahi zamana insanı bağlar ve onunla uyumlaştırır.

İkincisi Bayramlaşma törenleri de  bayramları yeniden canlandırır, günceller ve günün bayramına ekler. Bir çocuğun ve yetişkinin, annesinin, babasının, nenesinin ve bir büyüğünün bayramını kutlaması, bayramı nesillere arası bir coşkuya dönüştürür. Büyüklerin ömürleri boyunca yaşadıkları bayramları yeniden yaşamalarına neden olur. Yani bayramlaşma eskilerin bayramını, ömürlerini, umranlarını ve geleneklerini günün bayramına ekler. Yeni nesillerin bayramını geçmişe taşır. Bir büyüğün küçüğü ile bayramlaşması gelecek nesillere bayramı bir ömür, bilinç ve umran olarak ulaştırır.

Yani herbir bayramlaşma Nuh’un gemisi gibidir. Bir dönemden kalma uygarlığı, bilinci, örfü veya umranı, hayatın fırtınalı dalgalarından kurtarır. Yeni bir insanılığa ve umrana dönüştürür. Nesiller arası bayramlaşma geçmişi geleceğe, geleceği geçmişe en saf ve sade biçimiyle dönüştürür.

Bayramlaşma adeti ile zaman; takvim anlarının, kabaca yani aritmetik olarak toplanması işlemi olmaktan çıkar. Vahdet’in bir anı olarak Huzur-u Rahman’ın tecelligahı olur. İşte herbir bayramlaşma bu huzura erişmektir. Bunu kutsamaktır.

Arkadaşların, yaşıtların, komşuların, hemşehrilerin, vatandaşların ve aynı gönül ortamlarının havasını teneffüs edenlerin bayramlaşması ise bayramı belli bir anda binlerce kere tekrarlar yeniden canlandırır. Böylece hayat; gün boyunca hem zaman, hem de mekan eylemi olarak, iyiliği ve güzelliği paylaşmak olur.  Bayramlaşma, Şükrü ve Hamdi paylaşmaktır. Dolaşımda tutmaktır. Bayramlaşma bu yönüyle bir geometrik veya logaritmik dizi gibi hızlı bir şekilde;  hayrı, hasenatı, iyiliği, güzelliği, sevgiyi, aşkı ve merhameti çoğaltır. Eskileri yeniler, yenileri kökleştirir.

Bayram böylece yayılır, herkes tarafından tekrarlanır. Bayram sevgiyi, saygıyı, güzelliği, hoşnutluğu ve mutluluğu dolaştıran ve paylaştıran bir bilinç olur.

Bayram, şehidlerin, müteveffa ataların ve tanıdıkların, hatırlanmasına neden olur. Her bir bayramlaşma eski nesil ile yeni nesil arasında müşterek ve yeni bilincin uyanması ve umrana dönüşmesidir. Böylece bayram unutulmuşluğu, terk edilmişliği, umutsuzluğu ve karamsarlığı yener. İnsanı hayatın akışıyla yeniden buluşturur.

Bayram orucun ve İlahi kelama eşlik etmenin dinginliğini heyecana, coşkuya ve yeniden coşkulu eyleme dönüştürür. Bir ayın ibadeti sevgi olarak insanlar arasında dolaşıma girer. Tüm okurlarıma ailecek dostlarıyla güzel bir bayram idrak etmelerini Cenab-ı Hakk’tan umut ediyorum. İyi bayramlar, sevgili dostlar.